Azerbaycan’da KKTC Temsiliyeti ve Cumhuriyetimizin 42.gurur yılı

Köşe Yazısı: Serdar Şengül - Bakü

Azerbaycan’da KKTC Temsiliyeti ve Cumhuriyetimizin 42.gurur yılı

Köşe Yazısı : Serdar Şengül

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), uluslararası arenada tanınmayan bir devlet olmasına rağmen, siyasi varlığını sessiz ama kararlı bir şekilde temsil eden bir diplomasi dili geliştirdi. Bu dilde keskin sertlik yok; bağıran bir söylem yok. Ama sabır, strateji ve kardeşlik temalı bir kararlılık var. İşte bu dilin en güçlü yankılarından biri, bugün Bakü’de duyuluyor.

 

KKTC’nin Bakü Temsilciliği ve oradaki temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, sadece diplomatik bir figür değil; aynı zamanda bir duruşun, bir direnişin ve bir inancın somutlaşmış hali. Turganer’in Azerbaycan’daki varlığı, görünürde sadece bir temsilcilik ofisi işlevi görse de, gerçekte her bir KKTC yurttaşı için hayati bir öneme değere sahip. Türk dünyasının kalbine yerleştirilmiş bir köprü. Bir ideali yerleştirme gayreti…

Bir Devletin Kartviziti: Büyükelçilikler ve Temsilcilikler, 

Her devletin en büyük gücü, bayrağını dalgalandırdığı topraklarda değil, dost ve dost-adayı ülkelerdeki görünürlüğü ile ölçülür. KKTC, her ne kadar tanınmamış devlet sıfatıyla uluslararası sistemin dışında tutulsa da, bu sistemi içeriden zorlayan, varlığını kabul ettirme iradesi taşıyan bir aktör olarak temsilcilikleri aracılığıyla kendini anlatıyor. Tıpkı Bakü’de olduğu gibi…

 

Peki Azerbaycan neden özel? Çünkü Azerbaycan, KKTC’nin yalnız olmadığını gösteren en güçlü Devlet,  Çünkü Bakü sokaklarında KKTC bayrağı, bir kardeşin bayrağı kadar doğal. Çünkü burada siyasi diplomasiden önce gönül diplomasisi işliyor.

KKTC evliliğinin Bakü’de tanınması

Kendi hayatımdan bir örnek vermem gerekirse, Azerbaycan’da tanınmaz denilen evliliğimizi resmi olarak tanıtmayı başardık. Bu başarı, sadece bir evlilik kaydının ötesinde, insani ve evrensel bir değerin savunulması anlamına geliyor. Evlilik gibi hayatın en temel ve kutsal kurumlarından birini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan ülkelerde bile görünür kılmak kolay değildi. Buna rağmen biz, tüm zorluklara rağmen, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bunu gerçekleştirdik. Bu süreçte öncü olmak, hem bireysel olarak hem de ülkemizin değeri adına taşıdığımız gururu katladı. Her ne kadar birçok ülke KKTC’deki evlilikleri tanımasa da, biz bu inanç ve kararlılıkla bir ilki başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Turganer’in Diplomasi başarısı

Kamuoyu çoğu zaman büyükelçilerin yalnızca protokol konuşmalarıyla tanışıyor. Oysa temsilcilikler, özellikle de KKTC gibi tanınmamış bir devletin temsilciliği, sahada gece gündüz çalışan stratejik akıllardır. Turganer, bazen bir sanat sergisinin açılışında, bazen bir Üniversitesi’de resmi toplantılar da, çoğu zaman ise devlet aklının koridorlarında KKTC’nin haklı davasını anlatıyor.

 

Kendisinin sık sık altını çizdiği bir ifade var: “KKTC, Türk dünyasının parçasıdır. Biz hiçbir zaman yalnız değildik, yalnız olmayacağız.” İşte bu sözler, sadece bir temenni değil; gün be gün güçlenen bir bağın tarifidir.

Peki Kuzey Kıbrıs, Bakü’de Ne yapıyor 

Bazıları için bu sorunun cevabı basittir: Tanınma umudu. Ama işin içinde olanlar bilir ki, mesele yalnızca diplomatik tanınma değildir. KKTC Azerbaycan’da şunları arıyor:

 

Görünürlük: Dünya KKTC’yi duymak zorunda. Kardeş ülkelerden başlayarak bu görünürlüğün artırılması, uluslararası dengeleri de etkiler.

 

Kültürel bağ: Ortak tarih, din ve kader birliği üzerinden halka halka büyüyen bir tanışıklık.

 

Eğitim köprüsü: Kıbrıs’taki üniversitelerde binlerce Azerbaycanlı öğrenci eğitim görüyor. Bu gençler yarın Azerbaycan’ın elitleri olacak, hafızalarında KKTC’ye dair canlı bir iz taşıyacak.

 

Ekonomik iş birlikleri: Turizmden tarıma, eğitimden enerjiye uzanan bir perspektif.

 

Bu tabloyu düşündüğümüzde, KKTC’nin diplomatik misyonlarının “küçük devlet” tanımının ötesinde ne kadar büyük işlere imza attığını daha iyi anlayabiliriz.

 

Son Söz: Sessiz Bir Direnişin Hikâyesi

 

Bakü Temsilciliği ve Büyükelçi Sayın Ufuk Turganer gibi isimlerin çalışmaları bir günde sonuç vermez. Ama her diplomatik temas, her resepsiyon, her kültürel etkinlik bir tuğladır; KKTC’nin uluslararası duvarını örmektedir. Ve gün gelecek, bu duvarın önünde hiçbir engel kalmayacak.

 

O gün geldiğinde, “KKTC’nin dostluğu da kardeşliğide tescillenecek ” Ama şimdilik, bu büyük mücadelenin sessiz ama inançlı adımlarını duyuyoruz.

Ve bu adımlar, Kıbrıs’tan Bakü’ye uzanan en güçlü gönül köprüsünü inşa ediyor, 13 Kasım’da Cumhuriyetimizin 42. Gurur dolu resepsiyonunda Azerbaycan’ın Milletvekilleri, devlet yetkilileri, Medya temsilcileri ve katılımcılar samimi bir ortamda KKTC’nin yükselişine ve 42. Yaşına tanıklık ettiler. Nice yıllara KKTC. 

“Her bir küçük adım bir sonraki büyük ve güçlü adımların tetikleyicisidir”

İlgili Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu