CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GÖKÇE GÖKÇEN: 31 MART’IN İNTİKAMI İÇİN CAN KATLETMEYİ GÖZE ALDILAR!

Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda Hayvan Haklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine konuşma yaptı.

Gökçen şunları dile getirdi:

“Komisyonda uzun süreler tartıştık demek isterdim, fakat pek de tartışmadık. Biz her madde üzerine konuştuk. İktidar ve ortakları sessiz kaldılar. Sadece “teknik itirazlarınızı söyleyin.” dediler. Teknik sorunlar üzerine de konuştuk. Bu yasanın nasıl uygulanamayacağını anlattık.

Maddelerin yürürlüğe girme tarihlerinin bile çelişkili olduğundan bahsettik. Öyle sadece şikâyete göre köpeklerin topluca öldürülemeyeceğinden bahsettik.

Bu kanunun nasıl çocukların canlarını da korumayacağından bahsettik. Sokak hayvanlarının popülasyonunun nasıl toplu katletme ile kontrol altına alınamayacağından ve bilimsel verilerden bahsettik. Karşımızda büyük bir sessizlik gördük.

“Başkasının adına utanmak” diye bir söz var. Kanuna imza atan milletvekillerinin bir kısmı, komisyona hiç gelmediler. Hiç söz almadılar. Bazıları zaten hayvan hakları kanunu sözü veren, daha önceki kanun sebebiyle tüm partilere teşekkür eden milletvekilleriydi.

Komisyonda görevli milletvekilleri de neredeyse hiç konuşmadılar. Bir talimat beklediler. Çünkü o talimat gelene kadar tutanaklara “hayvan katili” olarak geçmek istemediler. Tarihe böyle bir not düşülsün istemediler. İstemediniz.

Bazı vatandaşlarımız merak ediyor olabilirler. Neden ikna olmadılar diye. Çünkü hiç dinlemediler. Sadece bizim değil, veteriner hekimlerin uyarılarını dinlemediler. Diğer ülkelerdeki örnekleri dinlemediler. Sayısal verileri hiç umursamadılar.

Sayısal verileri çıkarmaya çalışmadılar. Bu ülkedeki sahipsiz hayvan sayısını bile söyleyemediler. O talimat geldi, iki gündür bambaşka bir hikaye anlatıyorlar. Başta çocuk mu? Hayvan mı? Diye kampanyalar yapanlar bugün hayvanları da katletmeyeceklerini anlatmaya çalışıyorlar.

 

Bu kanunla işin özü şu:

  1. Bu kanunla hayvanlar katledilecek.
  2. Bu kanunla çocuklar da korunmayacak.
  3. Bu kanunla muhalefet belediyelerine cadı avı başlatılacak.

 

Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin uyarılarına göre,

  • “Kanuni ve tıbbi” ifadesi getirildiğinde, hayvanları öldürmek, veteriner hekimlerin iradesi dışına çıkarılıyor.
  • Ülkemizdeki sahipsiz hayvan sayısı bilinmiyor.
  • Köpek popülasyonunu azaltmak için itlaf, yeni bilimsel çalışmalara göre yeterli değil.
  • Yakalanabilen hayvanlar genellikle toplumla uyumlu ve aşılı hayvanlar olacak.
  • Yakalanamayan hayvanlar, güçlü, saldırgan, daha fazla kuduzlu, aşısız hayvanlar olacak.

 

Dünya Sağlık Örgütüne göre

  • Köpeklerin itlafı, kuduz sorununu da çözmüyor.

 

2019 yılında AKP milletvekillerinin de dahil olduğu, bütün partilerden milletvekillerinin ortak çalışmasıyla ortaya çıkan bir rapor var. Bu rapor, meclisin nadiren ortaklaşa iyi ve çözüm odaklı çalışmalarından biriydi.

Aynı İstanbul Sözleşmesi gibi, ortaklaşa, uzlaşı içinde ve gururla imzalanan bu rapordan yalnızca birkaç yıl içinde 180 derece geri adım atılıyor. 31 Mart’ın intikamı için can katletmeyi göze alanların bu motivasyonunu anlamak mümkün değil.

Bu raporda şu ifadeler yer alıyor. “Sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınmasında en etkili ve tek yöntem üremenin engellenmesi, bir başka ifadeyle kısırlaştırmadır.”

Ben burada sadece görev olduğu için değil, çözüm olsun diye söz alıyorum. Biz bu ülkede hiçbir hayvan boş yere öldürülmesin, her çocuk güvende olsun diye mücadele ediyoruz. Belediyeler ve merkezi hükümet işbirliği içinde bu sorunu çözsün diye uğraşıyoruz.

 

Siz bu kanunla,

  • Belediyelerle vatandaşları karşı karşıya getirmeyi amaçlıyorsunuz.
  • 31 Mart seçim sonuçlarını hazmedemediğinizi gösteriyorsunuz.
  • Muhalefet milletvekillerine “sahipsiz köpekler” diyerek hakaret ettiğinizi düşünüyorsunuz.
  • Çocuk istismarına “bir kereden bir şey olmaz” derken çocukların canlarını toplu cinayetle koruyacağımıza inanmamızı bekliyorsunuz.
  • Köpeklerin dövüle dövüle öldürüldüğü bir ülkede bunu izleyen çocukların nasıl bir mantıkla büyüyeceğini dert eden bir tek biziz galiba.
  • Komisyon görüşmelerinin kapısındaki ekranı bile kaldırarak yasanın gerçekliğini saklayabileceğinizi düşünüyorsunuz.

 

Bugün kalkan eller, siz ne kadar inkar etseniz de, kanlı ellerdir. Bugün belediyeler 31 Mart’ta Cumhuriyet Halk Partisine geçti diye düşünerek intikam duygusuyla yaklaştığınız o şehirler, hepimizin şehirleri. O çocuklar, o hayvanlar, hepimizin hakkını savunduğu çocuklar ve hayvanlardır.

Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, sizin 2019 yılına kadar yaptığınızdan kat be kat fazla kısırlaştırma ve aşılama yaptılar. Adalet ve Kalkınma Partili Belediyeler, sorumluluktan kaçtılar. Belediyeler 2019 yılında halen AKP’deyken, AKP’li milletvekilleri bir itirafta bulundular. “Barınaklar çok yetersiz, veteriner yok, hayvanlar burada yaşayamaz.” dediler. Bunun altına imzalarını attılar.

Siz bu imzaları atan vekillerinizi tekrar aday göstermediniz. Aday gösterilenler de bu yeni yasanın altına imzalarını atıp ortadan kayboldular ve tek kelime edemediler. Onların çalıştığı komisyonu da, raporunu da dikkate almadınız. Tam tersine, kısırlaştırma ve aşılamayı kanundan çıkardınız. Bu işi kontrol altına alması gereken Tarım Bakanı’nı Komisyonun başına koydunuz. O eski Tarım Bakanı, muhalefet milletvekillerinin sözlerini kısıtladı. Yıllardır sorunu gündeme getiren insanları komisyona almadınız. Ailesi hayvan besledi diye katledilenleri komisyona almadınız. Kapının önünde bekledi bu insanlar. Bilim insanlarının sözlerine müdahale ettiniz. Onlar yine verilerle konuştu. Siz konuşamadınız.

Bu ülkede sahipsiz hayvan sayısı kaçtır? Söyleyemediniz. Bu rapordan neden ve hangi akılla vazgeçildi? Söyleyemediniz. Neden kuduz sayısını artıracak bir iş yapıyorsunuz? Cevap veremediniz. Neden saldırgan hayvan sayısını artıracak bir iş yapıyorsunuz? Hiçbir açıklama yapmadınız. Ve hiçbir sorunu çözmeyecek bu katliamı neden önümüze getirdiniz? Hiçbir cevap veremediniz.

Sadece son günlerde bile büyük bir dezenformasyon kampanyasına milyonlarca lira harcadınız. CHP’liler “çocuklar okula yaya mı gidiyormuş” demiş diye bir yalan ortaya attınız. Milletvekillerine hakaret ettiniz, ettirdiniz. Size bağıran milletvekili, acılı bir anneye bağırmış gibi yalanlar ürettiniz. Bu yalanları söylerken hiç utanmadınız. Bu yalanları söylerken dışarıdaki katliam hazırlıkçılarından hiç rahatsız olmadınız.

Komisyona gelirken Türkiye Belediyeler Birliği’ne de Cumhuriyet Halk Partili 1 tane belediyeye bir soru sorma zahmetine girişmediniz.  Komisyona 1 belediye başkanının selamını getirdiniz. O da üyeleri belediye barınağına davet eden Düzce Belediye Başkanınızdı. Ama o Düzce Belediye Başkanınız komisyon çalışmaları bitince ne dedi?  Aynen şunları söyledi:

“Milyonlarca hayvanı barınaklara sığdıramazsın. Mevcut yasa çözüm için yeterli, uygulama üzerinde yoğunlaşılmalı. Kimseye zararı olmayan sevimli bir hayvanı neden barınakta tutalım, bunun bir mantığı var mı?” dedi.

Sizin bu komisyona katkı vermiş olan tek belediye başkanınız bunları söyleyen.

Yapmak istediğiniz belli:

  • 31 Mart’ta alamadığımız belediyelerden intikam alalım istiyorsunuz.
  • İnsanımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki müzakerelere, tartışma ortamına olan inancının son damlasını da kurutalım istiyorsunuz.
  • Kısırlaştırma ve aşılama gibi doğru yöntemlere başvuran veterinerleri de hapse atalım istiyorsunuz.
  • Öyle bir kanun yapmışsınız ki, şunu da gösteriyorsunuz: Bugün sizinle olan, bugün buralarda el kaldıranlar, yarın sizin için en kötü, en büyük hainliklerin ortağı olurlar. Bir müzakere, bir teknik itiraz, bir yürürlük sorunu, bir uygulanamazlık problemi, sizin için yoktur.
  • Yarın tekrar aday göstermezsiniz, yolunuza devam edersiniz. En azından böyle düşünüyorsunuz.

 

Mesele canlar değil, mesele insan değil, mesele çocuk da değil, mesele ne biliyor musunuz? İntikam. Halktan intikam almak istiyorsunuz.

İstanbul’da seçim sonuçlarına saygı duymadığınızı, nasıl seçimi iptal ettirdiğinizi, belediye başkanımızı nasıl yargıladığınızı gördük. Kayyum siyasetinizi, halkın tercihine karşı nasıl yerel yönetimleri gasp ettiğinizi, nasıl halk için harcanması gereken bütçeleri makam odalarınıza harcadığınızı, o belediyeleri nasıl borçlandırdığınızı gördük. Borca batmış belediyeleri devraldığımızda, halkın kent lokantasına bile nasıl çökmeye çalıştığınızı gördük.

Halkın gündeminden ne kadar uzaklaştığınızı, bir emekliye insanca yaşamı çok gördüğünüzü, bir de üstüne suçu muhalefete attığınızı, TÜİK’i nasıl halkı yoksullaştırma kurumu olarak kullandığınızı biz gördük.

Ama cevabını da 31 Mart’ta siz gördünüz.

Belediyelerimizi istediğiniz kadar engellemeye çalışın,

Artık “yasayı geri çek” demenin ve herhangi bir açıklamanın oraya ulaşmadığının farkındayız,

Direneceğiz.

İstediğiniz kadar katliam yasaları çıkarın,

Biz de hiçbir belediyemiz de, bu katliama ortak olmayacağız.

İnsan için, tüm canlılar için, yoksullukla mücadele için, şiddetin bu topraklarda hüküm sürmemesi için, insan hakları için, hayvan hakları için tüm gücümüzle, mecliste ve sokakta yurttaşlarımızla, mücadele etmeye devam edeceğiz.

Ve o kanuna tarih diye koyduğunuz 2028’de bu kanunu değiştirmek, bu soruna gerçek çözümü getirmek de ilk işimiz olacak.”

İlgili Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu